29 Nisan 2010 Perşembe

Hastalıklı Filmler - Breathless AKA Serseri Aşıklar


Serseri aşıklara yeniden ve bu kez derinlemesine dalmak üzereyim. Herkesin mutlaka izlemesini tavsiye edeceğim filmlerden biri.


Patricia Franchini: I don't know if I'm unhappy because I'm not free, or if I'm not free because I'm unhappy. 

Patricia Franchini: What is your greatest ambition in life? 
Parvulesco: To become immortal... and then die. 


Patricia Franchini: Do you know William Faulkner? 
Michel Poiccard: No. Who's he? Have you slept with him? 

Interpol - Lights

Interpol internet sitesinden şarkıyı kamuya açtı yararlanmak farzdır

28 Nisan 2010 Çarşamba

Yaşamanın Yerçekimi

Şimdiyi yaşamak var; tüm odalarda kış-yaz-bahar, yerini eski bir dumana bırakır. Alkolle beslenen çiçekler, kırılgan saatler, koku, ter biter. Çiçekli olacaksa kahvaltı olur rengi; daha fazla şaşırtıcı. Moleküllerime kadar parçalanacaksa düşüncelerim; güneş ışığının acı kalabalığı ile olur.

Büyücünün benimle paylaşmadığı giz; ölüm. –yüzü olsa; insana benzer değil- siktir! ölüm açıkça nasıl anlatılır?

[Bir başka yerde evimiz var ve geçmişimiz bu evde birikip bizi bekler. Yaşamın sayacı zaman mı, uzaklık mı yoksa başka şehirler mi bilmeden nefes alır veririz içine. Ne için bekliyoruz; dünyanın kenarına gelip geri dönmekten başka nedir yaptığımız. Görkemli, anıtsal varlıkları yıkmadan; sakin, bağımsız ve müziği bükerek yaptığımıza yaşamaktan başka ne isim veriyoruz]

Sana ne fısıldadı büyücü diye sordum,
Kim bilir diye cevap verdim kendime

Patlamak istiyorum. Ölüm ve hastalık döngüsünü yok ederek kırmak istiyorum. Kendim için doğru olmak istiyorum. Bütün bu palazlanıp duran yalancı yaşam ritüelleri (iş-yemek-uyku-yol-iş) irademi hırpaladıkça; hissettiğim gibi sen ve ben ve yaşam ve ölüm parlaklığı içerisinde ayakta kalacağım.

Tarih, sadece kural arayan insanların sevdiği bir şey. Düşünceyi kumaş gibi keser, diker ve yeniden biçimlendirir. Kişisel tarihimi yıkıp ölümü yok etmek için savaşacağım. Hiç varolmamış gibi yeniden yapacağım kendimi. Durmadan yeniden. Yeniden seveceğim. Yeniden aşık olacağım. Yeniden yürüyeceğim ezberlediğim yönleri. Her defasında yeniden keşfedeceğim. Her defasında yaşamanın ne demek olduğunu yeniden öğreneceğim. Belki bu şekilde yok olmayı yenebilirim. Belki bu şekilde zihnimde biriken zehri farkında olmadan kaynağa dönüştürebilirim.

18 Nisan 2010 Pazar

Away We Go



Çok güzel bir filmi hak ettiği zamandan çok sonra izlemenin filme haksızlık olduğu kadar kendime hediye olduğunu da düşünüyorum. Güzel, değişik bir his yaratıyor insanın üzerinde. Kişisel özdeşlik yaratmak için pozitif yönde baskı uygulayan zihnimi es geçersek eğer, film boyunca kulaklarıma doğru kıvrılan dudaklarım, ne hissettiğimi daha güzel açıklayabilir. Her zaman hisleri en doğru ve direkt açıklayabilecek cümlelerin ve tanımların olmadığına inanmışımdır. Bu filmin insanın üzerinde bıraktığı etki buna benziyor ve ben bunu yine anlatamıyorum. Belki çok uyumlu görünmüyorlar, belki de gerçekten değiller. Sorunlarla dolu ilişkilerin dünyasında yaptıkları yolculuk birbirlerine doğru yol alıyor ve böylece evlerini de bulmuş oluyorlar. Verona ve Burt dünyanın en güzel çiftleri listeme en üst sıralardan giriş yaptılar.


Burt Farlander: You're my light, Verona. My sky. I can't wait to see you as a mom. Her little hand in yours. And your smile on her face.
[She’s cry]
Burt Farlander: What?
Verona De Tessant: What are we gonna do?
Burt Farlander: What?
Verona De Tessant: What are we gonna do?
Burt Farlander: How do you mean?
Verona De Tessant: No one's in love like us, right? It's so weird. What are we gonna do?
Burt Farlander: I think we just gotta ride it out.


13 Nisan 2010 Salı

Am I Ugly?

11 Nisan 2010 Pazar

Sakallis Filmleri: Eternal Sunshine Of The Spotless Mind


Joel: Wait
Clementine: Why?
Joel: I don’t know. Just wait… for a while.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 

Bu filmle diyeceğimi çok zaman önce söylemiştim:

En sevdiğiniz insanı bir gün yeniden tanısanız yine aşık olursunuz; çünkü o en sevdiğinizdir.

----------------------------------------------------------------------------------

Clementine: Joely? 
Joel: Yeah Tangerine? 
Clementine: Am I ugly? 
Joel: Uh-uh. 
Clementine: When I was a kid, I thought I was. I can't believe I'm crying already. Sometimes I think people don't understand how lonely it is to be a kid, like you don't matter. So, I'm eight, and I have these toys, these dolls. My favorite is this ugly girl doll who I call Clementine, and I keep yelling at her, "You can't be ugly! Be pretty!" It's weird, like if I can transform her, I would magically change, too. 
Joel: [kisses Clementine] You're pretty. 
Clementine: Joely, don't ever leave me. 
Joel: You're pretty... you're pretty... pretty... 


6 Nisan 2010 Salı

Bırak Zaman Aksın



Rockstar olarak kalmak vardı anasını satayım. Para, şöhret, sex, saçlar beyazlayınca ulu bilge havaları falan…

Mutsuzluğa ilacı olmayanlardandı. Anlamsızlığa kafayı takanlardan. Çok bilmek, çok hissetmek kötü şey vesselam.

About