kasaba, umudu olan arıza bir kahraman, yaşlı yol gösterici, yol ve dönem. şimdi bu hammaddeler bu kez bizim coğrafyamızda olsun. alsın bunu yabancı(kesinlikle kötü manada değil) insanlar, güzel bir film yapsınlar. sonra bunu bizim önümüze sunsunlar ve biz mutlu olalım. pazar böyle bir şey işte. ticaret demeyelim çünkü lekelemek olur filmin güzelliğini. ama böyle olmuş. bu kadar samimi, bu kadar naif işçilik, oyunculuk, müzik her şeyiyle bizden bir film. bir bakıyoruz ki ben hopkins çekmiş bu filmi. şimdi gel de türk filmleri üzerine uzun bir tartışmaya gir. ister kusturica, ister açık bir vodka lemon etkisi denebilir. mühim değil. mühim olan öncelikle yönetmenin ellerine sağlık. biz kendimizi anlatamazken o bizi öyle güzel resmetmiş ki; mihram parça olmaktan çıkmış ve tümü gösteren-işaret eden bir varlığa dönüşmüş. vicdan-inanç-aile-ekonomi bu dinamiklerin arasında ezilen insan figürünü çok büyük perdeden konuşmadan önümüze sermiş. zayıflıklar kadar erdemleriyle de var olan insanın(mihram'ın) trajedisini anlatmış. tayanç ayaydın ve genco erkal döktürmüş. mihram'ın eşini oynayan hanım da gözleriyle bütün bir trajedinin resmini çıkarmış.
mış.. mış.. mış.. iyi yapmışlar da keşke bu işleri böylesine duru bir biçimde biz de yapabilsek. pazar bir ticaret masalı, sonbahar'ı dışarıda bırakırsam uzun süredir bu coğrafyada yaşan küçük insanların hikayesini sinematografik gücüyle anlatabilen yegane film görüntüsü veriyor.
şimdi bu kadar övgü'nün yanına bir kaç triviri yapmak da isterim. öncelikle keşke filmin adı şöyle afili bir şey olsaymış. herkesin kör göze parmak söylediği çingeneler zamanı misal veya sarhoş atlar zamanı. benden de öneri sarhoş mihram zamanı olabilirdi. sonra karakterlerin derinliğini arttırmayı tavsiye ederdim. mihram dışında kalan tüm karakterler yalnızca simgesel anlatımı perçinleyen öğeler konumuna geçiyor bir süre sonra. anlatının bu kısmı da başarılabilmiş olsaydı mükemmel bir iş ortaya çıkabilirmiş. demem odur ki bir şaheser'in yanından geçmişiz. izlemiş, beğenmiş ve sevmişiz.. mişiz.. mişiz.. mişiz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
De diyeceğini!
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.